Birkaç gün önce İstanbul metrosunda içler acısı bir olaya tanık oldum.
Metroyla 4. Levent'ten Taksim'e gidiyordum. Sanırım Gayrettepe durağından sonraydı, ayakta yolculuk eden bir adam durup dururken bağırarak insanlara seslenmeye başladı. Önce anlayamadım, bir şey satmaya çalışıyor sandım. Metroda satış yapan biri olsaydı benim bu konuda ilk tecrübem olacaktı, o yüzden biraz daha kulak kabarttım. Meğerse durum farklıymış. Adamın elinde bir fatura vardı ve "Allah rızası için biriniz şu faturayı ödesin" diye sesleniyordu tıkabasa dolu metroda. Çocukları olduğunu, işşiz olduğunu söyledi. Sonra ağlamaya başladı ve yavaş yavaş diz çöktü. İçim bir tuhaf oldu. Kimse yardım edemedi adama, ben de dahil. Biraz oturttular ve konuşmaya çalıştılar. Ama o adamın durumu böyle geçici çözümlerle düzelmez.
Ben bir öğrenciyim, ama eminim bir iş güç sahibi, bir işletme sahibi bir insan olsam o adamı oracıkta işe alırdım. Büyük konuşmak da istemiyorum aslında. Ama o kadar üzücü bir durumdu ki, bütün gün kendime gelemedim. Bir fatura için metrodaki insanlara yalvaranve diz çöküp ağlayan bir insan düşünün. Bir de "kriz teğet geçti de gitti" diyenleri.
"Kriz var mı gerçekten?" diyenleri sokağa davet etmek istiyorum. Zira saraylarda yaşadıklarını düşünüyorum.
Perşembe, Haziran 04, 2009
Çarşamba, Mayıs 06, 2009
Dürbünle otobüs beklemece
Hikayemiz İzmir'den. Bora Bilgin'den. Süper fikirmiş:) Teşekkürler.
Ben bugün İzmir, Mersinli otobüs durağında elinde yeşil bir dürbünle otobüs bekleyen yaşlı bir adam gördüm.
Gelen otobüslerin numaralarına, otobüs daha uzaktayken bakıyordu.
Etiketler :
Dürbün,
Harici yazı,
İzmir,
Mersinli,
Otobüs,
Otobüs Durağı
Hizmet Almak İçin Hizmet Vermek
Kulaklık takıkken otobüste bir kavga, tartışma çıktığını hissediyorsunuz ve kulaklığı çıkarıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz ya(tabi sadece bu bloga yazmak için, yoksa meraklı değilim), işte o an o kavga sona ermişse hakkaten çok kötü hissediyorsunuz kendinizi. Merak ediyorsunuz, acaba yanımda benim gibi ayakta duran adama "Nooldu? Kavga mı çıktı? Kim kim? Ne dedi?" gibi sorular sorsam mı diye düşünüyorsunuz. Ama sormuyorsunuz tabi ki. Saçmalamayınız. Bu olay başıma 2-3 kere geldi. Kim bilir neler kaçırdım...
Ama bugün şanslıydım. Çünkü olay çıkaran adam tam yanımdaydı. Orta kapıdan otobüse bindi ve ben de oralarda yine kulağımda kulaklıkla takılıyordum. Aslında olay çıkarma doğru tanım değil bu adamın yaptığını tanımlamak için. Çünkü öyle sakin bir tavrı vardı ki. Sanırsın çalım atan Ergün Penbe. Öyle tepkiler veriyordu. Neyse, konuya dönelim. Bu adam otobüse orta kapıdan bindi. Otobüs çok dolu, insanlar tıkış tıkış. Normalde orta ve arka kapıdan binenler ne yapar? Muavine doğru para veya akbil uzatır. Bu adam hiçbir şey uzatmadı. Muavinin sesini duyar gibi oldum. "Eveet ücretleer" demiş olmalı. Yaşlıca bir amcaydı. Baktım günün kahramanında bir hareketlenme yok. Kulaklığı çıkardım. Üstelik çok da sevdiğim bir şarkı(RATM - Killing in the name) çalıyordu. Buna rağmen olayı kaçırmak istemedim. Adam gülümseyen bir suratla "Hizmet mi veriyorsunuz ki para veriyim?" dedi. "Şu otobüsün haline bakın, insan taşıması için yapılmış bu araç. Hayvan değil. Bana doğru düzgün hizmet ver ben de sana hakettiğin parayı vereyim." dedi. Çok sağlam konuştu adam. Öyle ki muavin hiçbir şey diyemedi. Baktı baktı, cevap vermekten vazgeçti. Sonra otobüs de etkilendi adamdan. "Şuraya bak ya daha çok otobüs koysunlar", "almasın artık kimseyi", "tıklım tıklım doldu otobüs böyle iş mi olur?" lafları konuşulmaya başlandı otobüsün farklı noktalarında. Sonra bir durağa geldik, yine orta kapıdan bir genç çocuk bindi. Elinde akbili var. Bizim lider ruhlu adamımız ona da müdahale etti. "Bu otobüste para almıyolarmış, ben vermedim sen de verme." Çocuk inanır gibi oldu önce. "Gerçekten mi? Neden ki? Olmaz ki öyle şey." tarzı laflardan sonra akbilini uzatmaya karar verdi. Fakat günün adamı yerinde durur mu? Çocuğa da anlattı bu protestosunun nedenlerini, hizmet almak istiyorsan tepki göstermen gerektiğini. Ama çocuk "Yasalara uymadan yasa beklenilmez. Uymak zorundayız." tarzı laflar edip olayı çoook başka boyutlara getirdi.
Ben ise oldukça eğlendim bu muhabbeti dinlemekten. Ben de böyle bir adam olabilsem keşke, otobüslere para vermesem bu sayede keşke. Bütün bir otobüsü istediğim yönde düşünmelerini sağlasam keşke. Ah ah. Ah be abi. Süpersin sen :)
Ama bugün şanslıydım. Çünkü olay çıkaran adam tam yanımdaydı. Orta kapıdan otobüse bindi ve ben de oralarda yine kulağımda kulaklıkla takılıyordum. Aslında olay çıkarma doğru tanım değil bu adamın yaptığını tanımlamak için. Çünkü öyle sakin bir tavrı vardı ki. Sanırsın çalım atan Ergün Penbe. Öyle tepkiler veriyordu. Neyse, konuya dönelim. Bu adam otobüse orta kapıdan bindi. Otobüs çok dolu, insanlar tıkış tıkış. Normalde orta ve arka kapıdan binenler ne yapar? Muavine doğru para veya akbil uzatır. Bu adam hiçbir şey uzatmadı. Muavinin sesini duyar gibi oldum. "Eveet ücretleer" demiş olmalı. Yaşlıca bir amcaydı. Baktım günün kahramanında bir hareketlenme yok. Kulaklığı çıkardım. Üstelik çok da sevdiğim bir şarkı(RATM - Killing in the name) çalıyordu. Buna rağmen olayı kaçırmak istemedim. Adam gülümseyen bir suratla "Hizmet mi veriyorsunuz ki para veriyim?" dedi. "Şu otobüsün haline bakın, insan taşıması için yapılmış bu araç. Hayvan değil. Bana doğru düzgün hizmet ver ben de sana hakettiğin parayı vereyim." dedi. Çok sağlam konuştu adam. Öyle ki muavin hiçbir şey diyemedi. Baktı baktı, cevap vermekten vazgeçti. Sonra otobüs de etkilendi adamdan. "Şuraya bak ya daha çok otobüs koysunlar", "almasın artık kimseyi", "tıklım tıklım doldu otobüs böyle iş mi olur?" lafları konuşulmaya başlandı otobüsün farklı noktalarında. Sonra bir durağa geldik, yine orta kapıdan bir genç çocuk bindi. Elinde akbili var. Bizim lider ruhlu adamımız ona da müdahale etti. "Bu otobüste para almıyolarmış, ben vermedim sen de verme." Çocuk inanır gibi oldu önce. "Gerçekten mi? Neden ki? Olmaz ki öyle şey." tarzı laflardan sonra akbilini uzatmaya karar verdi. Fakat günün adamı yerinde durur mu? Çocuğa da anlattı bu protestosunun nedenlerini, hizmet almak istiyorsan tepki göstermen gerektiğini. Ama çocuk "Yasalara uymadan yasa beklenilmez. Uymak zorundayız." tarzı laflar edip olayı çoook başka boyutlara getirdi.
Ben ise oldukça eğlendim bu muhabbeti dinlemekten. Ben de böyle bir adam olabilsem keşke, otobüslere para vermesem bu sayede keşke. Bütün bir otobüsü istediğim yönde düşünmelerini sağlasam keşke. Ah ah. Ah be abi. Süpersin sen :)
Salı, Nisan 28, 2009
Şişhane Metro
ilk kez bindim bugün, Taksim'de aktarma yaparak. Şişhane'ye yaklaşırken hoparlör'den ses geldi:
Metrodan indikten sonra bir km falan yürünüyor heralde güneşi görmek için. ama çıkarken bir oda gördüm ki evlere şenlik bir yazı kapısında, makina yoktu yanımda maalesef:
-Şişhane' bu yöndeki son istasyonumuzdur.Bu kaydı yapanlar Şişhane'nin o hat için ilk ve son durak olduğunun farkında mıydı acaba.
Metrodan indikten sonra bir km falan yürünüyor heralde güneşi görmek için. ama çıkarken bir oda gördüm ki evlere şenlik bir yazı kapısında, makina yoktu yanımda maalesef:
- köpek var girilmez!metro, köpek, ben kimim Allah'ım, burası neresi???????
ters
Tramvayın ters koltuklarından birine oturan adam ve kucağındaki 2-3 yaşındaki kızı:
-Baba bu niye arkaya doğru gidiyoooooo???
*:)))))))))))
Kızını kucağından indirip tramvayla aynı yönde olacak şekilde konumlandırdıktan sonra:
*Bak şimdi düz gidiyor.
-Baba bu niye arkaya doğru gidiyoooooo???
*:)))))))))))
Kızını kucağından indirip tramvayla aynı yönde olacak şekilde konumlandırdıktan sonra:
*Bak şimdi düz gidiyor.
Pazar, Nisan 19, 2009
Anne Burdan Hiç Otobüs geçmiyo
Yer Beşiktaş otobüs durağı. Kahramanımız annesinin yanında duran 5-6 yaşındaki çocuk. Duraktaki panoda duraktan geçen otobüslerin gösterildiği kısmın boş olduğunu görünce:
Anne burdan hiç otobüs geçmiyomuuuşşşşşşşşBen bakıp gülünce en sevimli haliyle:
şey yani geçiyo da üstünü kağıtla bantlamışlar...:)
Perşembe, Mart 19, 2009
Sen İstanbul'da yaşamıyo musun?
Anadolu Yakasındaki Metrobüs'e ilk binişim, minibüsten in, üst geçitten geç, oradan yürü, derken kavuşuyorum sonunda. En sevdiğim şey bileti turnikede aldığınız için metrobüsün tüm kapıları sizin için biniş kapısı.. (Eskiden kapıların üstünde binilir, inilir yazıyodu, artık yok di mi?)
Orta kapıdan biniyor, oturacak yer olmasada kabalık olmayan otobüsün orta kapısının karşısında duruyorum. Bir yandan da elimde çantamdan çıkardığım aynayla rüzgardan dağılan saçımı başımı düzeltiyorum.
Derken yaşlı bir amca biniyor, kendisine yer veren genç adamın teklifini önce kabul etmeyip, diyor ki, yok yok, ben Ömür durağında inicem. Bu arada biz daha Acıbadem'deyiz. (Bilmeyenler için Anadolu yakasından Bahçelievler Ömür metrobüsle bile olsa yarım saatten fazla sürer yani) Neyse sonra oturuyo ve önünde ayakta duran çocukla sohbete devam ediyor.
- Ben Ömür durağında inicem.
- Tamam bu karşıya geçiyo zaten.
- Tamam ama Ömür durağında inicem.
- Peki
- Sen Ömür Durağını biliyo musun?
- Hayır bilmiyorum.
- Sen İstanbul'da yaşamıyo musun?
- İstanbul'da yaşıyorum.
- Peki Ömür Durağını nasıl bilmezsin.
Orada oturan başkaları anlatıyor, amca şurda inicen aktarma yapıcan diyo ama amca hala sorgular gözlerle adama bakıyor, genç adam amcadan tırsıyor.
Sonuç mu?
Adam benim durduğum yere doğru ilerleyip amcadan kaçtı, teyzeler amcaya nasıl gideceğini anlatmaya devam etti, ben aynama baktım...
Orta kapıdan biniyor, oturacak yer olmasada kabalık olmayan otobüsün orta kapısının karşısında duruyorum. Bir yandan da elimde çantamdan çıkardığım aynayla rüzgardan dağılan saçımı başımı düzeltiyorum.
Derken yaşlı bir amca biniyor, kendisine yer veren genç adamın teklifini önce kabul etmeyip, diyor ki, yok yok, ben Ömür durağında inicem. Bu arada biz daha Acıbadem'deyiz. (Bilmeyenler için Anadolu yakasından Bahçelievler Ömür metrobüsle bile olsa yarım saatten fazla sürer yani) Neyse sonra oturuyo ve önünde ayakta duran çocukla sohbete devam ediyor.
- Ben Ömür durağında inicem.
- Tamam bu karşıya geçiyo zaten.
- Tamam ama Ömür durağında inicem.
- Peki
- Sen Ömür Durağını biliyo musun?
- Hayır bilmiyorum.
- Sen İstanbul'da yaşamıyo musun?
- İstanbul'da yaşıyorum.
- Peki Ömür Durağını nasıl bilmezsin.
Orada oturan başkaları anlatıyor, amca şurda inicen aktarma yapıcan diyo ama amca hala sorgular gözlerle adama bakıyor, genç adam amcadan tırsıyor.
Sonuç mu?
Adam benim durduğum yere doğru ilerleyip amcadan kaçtı, teyzeler amcaya nasıl gideceğini anlatmaya devam etti, ben aynama baktım...
Etiketler :
Acıbadem,
adam,
amca,
Bahçelievler,
metrobüs,
mine yaman,
Ömür Durağı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)