Çarşamba, Mayıs 06, 2009

Dürbünle otobüs beklemece

Hikayemiz İzmir'den. Bora Bilgin'den. Süper fikirmiş:) Teşekkürler.

Ben bugün İzmir, Mersinli otobüs durağında elinde yeşil bir dürbünle otobüs bekleyen yaşlı bir adam gördüm.
Gelen otobüslerin numaralarına, otobüs daha uzaktayken bakıyordu.

Hizmet Almak İçin Hizmet Vermek

Kulaklık takıkken otobüste bir kavga, tartışma çıktığını hissediyorsunuz ve kulaklığı çıkarıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz ya(tabi sadece bu bloga yazmak için, yoksa meraklı değilim), işte o an o kavga sona ermişse hakkaten çok kötü hissediyorsunuz kendinizi. Merak ediyorsunuz, acaba yanımda benim gibi ayakta duran adama "Nooldu? Kavga mı çıktı? Kim kim? Ne dedi?" gibi sorular sorsam mı diye düşünüyorsunuz. Ama sormuyorsunuz tabi ki. Saçmalamayınız. Bu olay başıma 2-3 kere geldi. Kim bilir neler kaçırdım...

Ama bugün şanslıydım. Çünkü olay çıkaran adam tam yanımdaydı. Orta kapıdan otobüse bindi ve ben de oralarda yine kulağımda kulaklıkla takılıyordum. Aslında olay çıkarma doğru tanım değil bu adamın yaptığını tanımlamak için. Çünkü öyle sakin bir tavrı vardı ki. Sanırsın çalım atan Ergün Penbe. Öyle tepkiler veriyordu. Neyse, konuya dönelim. Bu adam otobüse orta kapıdan bindi. Otobüs çok dolu, insanlar tıkış tıkış. Normalde orta ve arka kapıdan binenler ne yapar? Muavine doğru para veya akbil uzatır. Bu adam hiçbir şey uzatmadı. Muavinin sesini duyar gibi oldum. "Eveet ücretleer" demiş olmalı. Yaşlıca bir amcaydı. Baktım günün kahramanında bir hareketlenme yok. Kulaklığı çıkardım. Üstelik çok da sevdiğim bir şarkı(RATM - Killing in the name) çalıyordu. Buna rağmen olayı kaçırmak istemedim. Adam gülümseyen bir suratla "Hizmet mi veriyorsunuz ki para veriyim?" dedi. "Şu otobüsün haline bakın, insan taşıması için yapılmış bu araç. Hayvan değil. Bana doğru düzgün hizmet ver ben de sana hakettiğin parayı vereyim." dedi. Çok sağlam konuştu adam. Öyle ki muavin hiçbir şey diyemedi. Baktı baktı, cevap vermekten vazgeçti. Sonra otobüs de etkilendi adamdan. "Şuraya bak ya daha çok otobüs koysunlar", "almasın artık kimseyi", "tıklım tıklım doldu otobüs böyle iş mi olur?" lafları konuşulmaya başlandı otobüsün farklı noktalarında. Sonra bir durağa geldik, yine orta kapıdan bir genç çocuk bindi. Elinde akbili var. Bizim lider ruhlu adamımız ona da müdahale etti. "Bu otobüste para almıyolarmış, ben vermedim sen de verme." Çocuk inanır gibi oldu önce. "Gerçekten mi? Neden ki? Olmaz ki öyle şey." tarzı laflardan sonra akbilini uzatmaya karar verdi. Fakat günün adamı yerinde durur mu? Çocuğa da anlattı bu protestosunun nedenlerini, hizmet almak istiyorsan tepki göstermen gerektiğini. Ama çocuk "Yasalara uymadan yasa beklenilmez. Uymak zorundayız." tarzı laflar edip olayı çoook başka boyutlara getirdi.

Ben ise oldukça eğlendim bu muhabbeti dinlemekten. Ben de böyle bir adam olabilsem keşke, otobüslere para vermesem bu sayede keşke. Bütün bir otobüsü istediğim yönde düşünmelerini sağlasam keşke. Ah ah. Ah be abi. Süpersin sen :)