Bir yaz günü işten çıkmış, Bebek'te kısa bir yürüyüşten sonra evime
gitmek niyetiyle Etiler'den bir taksi çevirdim. Başladık Bebek'e doğru
inmeye. O sırada ben elimdeki bozuklukları toparlamaya çalışıyorum.
Niyetim şoförü 3,5 ytl'lik yol için 50 ytl vererek zor durumda
bırakmamak.
Elimde 1 tane madeni 2 ytl, 2 tane 50 kuruş 3-4 tane 25 kuruş. Cillop
gibi para her taksicinin rüyası hem de taksimetrede yazacak tahmini
tutara yetiyor. O arada elimdeki madeni paraları toparlamak için
uğraşırken haliyle şıngırtılar çıkıyor.
Veee taksici abimiz çevik bir hareketle bana dönüyor. "Çingene hesabı
para verme bana" diyor. Hem dee çok çirkin bir üslupla. Ben hiç
hanımefendiliğimi bozmadan: "Beyefendi birincisi paralar o kadar da
bozuk değil (ama ben fena halde bozuldum) ikincisi de bu paralar
dışında 50 ytl var yanımda (3,5 ytl lik yere 50 ytl verirsem bu sefer
de sen bozulursun işte nabeer)" diyorum.
Bu sefer de zeytinyağı kıvamında bir cevap alıyorum abiden: "Ohoo bu
kadarlık yola 50 ytl mi verilir(hem de bağırarak)".
İşte bu cümle beni zıvanadan çıkartmaya yetiyor. Hanımefendilik de
neymiş? Açıyorum ağzımı yumuyorum gözümü...
"Pardon da ordan bakınca yazarkasa gibi mi duruyorum. Hizmet alan
benim hizmet veren sensin. Her türlü parayı bozmak zorundasın. Kaldı
ki bozuk para vermek için debeleniyorum deminden beri..." diye
bağırıyorum da bağırıyorum.
Sonunda paraları fırlatmış, taksinin kapısını çarpmış, sinirden deliye
dönmüş bir vaziyette Bebek sokaklarında gözden kayboluyorum.
Pazar, Aralık 28, 2008
Yine taksi, yine bozuk para
Hikaye Elif Salar'dan. Geldiği gibi iletiyorum:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
en doğrusunu yapmış elif hanım...bu tip taksi şöförlerini ve tabi benzeri esnafları kınıyorum...
Yorum Gönder