Cuma, Aralık 12, 2008

Unutmak

4 yıl önce, istanbul.com'da çalıştığım zamanlardan bir vapur ve otobüs hikayesi.

Yatağın sıcaklığı ve uykunun dayanılmaz cazibesini bırakıp yine sabahın köründe evden çıkan kahramanımız (ki ben oluyorum bu), Kadıköy'deki Beşiktaş vapur iskelesine iner. İskelede bir Beşiktaş, bir de Ada vapuru beklemektedir. İkisine de şöyle uzaktan bakan kahramanımız, görevliye hangisinin Beşiktaş'a gittiğini sorar. Görevli Beşiktaş vapurunu işaret ettiği halde lilly, diğer vapura doğru yürümeye başlar. Tam Ada vapuruna binecekken, görevlinin "o değil abla, bu bu!" nidalarıyla biraz ayılır ve geri dönerek diğer vapura yönelir.

Vapur yolculuğunu kazasız belasız atlatarak Beşiktaş iskelesinde inen lilly, otobüs durağına yürür ve Zincirlikuyu'dan geçen herhangi bir otobüse biner. Koltuğa yerleşir. Uyku ile uyanıklık arası bir moda girer. Bu arada otobüs de ilerlemeye devam etmektedir ve Zincirlikuyu durağına yaklaşır.

Bir ara kendine gelen lilly'nin beynini bir soru kemirmeye başlar:

"Birşey unuttum ben, kesin unuttuğum birşey var. Neydi ya neydi?"

İlginçtir ama Zincirlikuyu durağında inen kimse olmaz ve otobüs Levent'e doğru ilerlemeye devam eder. Derken lilly'nin kafasında şimşekler çakar:

"Hayallah kahretsin inmeyi unuttum Zincirlikuyu'da!"

Evet lilly'nin beynini kemiren sorunun cevabı, Zincirlikuyu'da inmesi gerektiğini unutmasıdır. Ama artık yapacak hiçbişey kalmamıştır. Lilly Levent'te iner, metroya biner ve tırıs tırıs Esentepe'ye gider.

Hiç yorum yok: