Salı, Aralık 30, 2008

46'lık

Ablamız kırklı yaşlarında. Oturduğu yerden kalkıp, yanında oturduğu abimize yüksek sesle "söylenerek"otobüsün arkasına doğru ilerliyor:
-Yeter be! Ne 46'lığımız kaldı ne bişe...
-Şerefsizsin oğlum sen!
-Senin ben ağzına ...........!
Ve daha neler...
Herkes ablanın raporunu elinde tutyormuşcasına tepkisiz. Ne yapsa yeridir kabullenmişliğindeler. Bir teyze sakinleştirmeye çalışıyor ablayı ama o da nasibini alıyor kalaydan.
Derken abla iyice çıkıyor şirazeden ve "herkes" alıyor nasibini "söylenme"lerinden:
-Hepiniz şerefsizsiniz!
-Bütün toplum şerefsiz!
-Hepinizin .......!
O ana kadar bütün vakarıyla yerinde oturmakta olan abimiz galeyana gelip ablamızın üzerine yürüyor:
-Şahsıma hakaret edebilirsin. Ama topluma, milletime..!
O an otobüstekilerin onu tutmayı bırakıp alkışlamasını mı bekliyordu çok merak ediyorum.
Derken ablamız sarılıyor telefonuna polisi aramak üzere. "Bu otobüste telefon kullanamazsınız" uyarısına nasıl kahkayı basmadım hala bilmiyorum.
-Memur bey şu anda Üsküdar-Ümraniye otobüsündeyim. Burda ayı gibi bir adam üstüme yürüyor. Otobüstekiler de akrabası galiba, onlar da üzerime yürüyor. Şikayetçiyim!
-........
-Şoför uzakta.
-.......
-Yok ben incem zaten şimdi.
Buna dayanamayıp gülüyorum işte. Abla da tam burnumun dibinde. Tırsmadım desem yalan olur.

3 yorum:

Ned Dorsey dedi ki...

Bir kare de fotoğraf alaydın be Mehmet : )

Mehmet Çakır dedi ki...

Ah nerde! Ablanın tek kare fotoğrafı olsaydı bana da anlatacak pek bişe kalmazdı. Ama imkan bulsaydım da çekebilir miydim bilmiyorum, "tırstım" derken ciddiydim:)

ıvır zıvır dedi ki...

:)....otobüs maceraları bi başkadır milletimiz için ..:P
bende hala devam ediyo:S