Pazartesi, Aralık 15, 2008

Depar

Yemin ederim bayılıyorum şu İETT otobüsü şoförlerinin hazır cevaplığına.

Yine bir Barbaros Bulvarı otobüs hikâyesi.

Yıl 2006, ılık bir Eylül akşamı.

Bilen bilir, otobüslerin Barbaros Bulvarı'ndan ayrılıp eskiden Tansaş'ın olduğu yöne doğru dönmelerini ve iskelenin ordaki duraklara ulaşmalarını sağlayan trafik ışığı tam 78 saniye boyunca kırmızı yanıyor.

Ben de akşam yorgun argın çıkmışım iş yerinden. Kendimi atmışım bir otobüse, bir de boş yer bulmuşum oturacak, oooh keyfime diyecek yok. İş çıkışı saati olmasına rağmen otobüs çok kalabalık değil.

Yurdum insanının sabırsızlığı yine tavan yapmış durumda olacak ki, otobüse bindiğimden beri bir türlü yerinde duramayıp zıp zıp zıplayarak, bağıra çağıra konuşarak kulaklarımın ve gözlerimin ayarını bozan tiki kılıklı bir hatun kişi, işte tam o ışıklarda karşı yöne geçmek için bekleyen otobüsün şoför mahaline yaklaşıyor ve olaylar gelişiyor (HK = Hatun Kişi, Ş = Şoför):

HK - Kapıyı açar mısıınıaaaaaazzz?
Ş - Yok açamam burda.
HK - Ay n'olcak ki ışıkta bekliyosunuz nası olsa?
Ş - Durak karşıda, ışık burda. Nedir depar mı atacan???
HK - ?!?!?

Bu diyalog üzerine hatun kişinin devreleri karıştı haliyle. Koluna taktığı ve içinde bir ailenin yaşayabileceği kadar büyük bavul-çanta arası aksesuarıyla kös kös arkadaşlarının yanına geri yürürken şöyle dedi: "Ay açmıyo yııııaaaaa, may gaaaad inemiyoruuum, şiiit"

"Oh shit" dedim ben de, evet.

Hiç yorum yok: