Perşembe, Nisan 27, 2006

Otobüs Hikayesi - Gürültü

Çoktandır karşılaşmadım ama sanırım yazın daha sık olan bir şey bu. Ne mi?
Otobüs, sakin sakin ilerlerken bir anda bir kadın/kız çığlığı duyulur.

Ve hep ortalık karışır işte.

"Beyfendi, lütfen çekilir misiniz şuradan?"
"Bu kadar terbiyesizlik de olmaz artık!"
"Lütfen, siz oturun buraya, lütfen diyorum."
"Otobüsü durdurun, beyfendi iner misiniz, benimle karakola kadar geleceksiniz!"

Bu tip bağırışlar. Hep rahatsız olurum. Allah korusun derim. Kafayı bozmuş bir kadın tarafından bu şekilde iftiraya da uğrayabilirsiniz, bir hiç uğruna rezillik yaşayabilirsiniz. Carlos'un annesi gibi tipler bile bazen böyle bağırabiliyor otobüste! "Allah aşkına teyze, neyden bahsediyorsun sen?".

Yaşadığım son olaydaki adam, temiz yüzlüydü. Kızı inceledim. Sanki biraz kafası bozuk ve ne yaptığını bilmez şekildeydi. İndi zaten kız. Adam ise yol boyunca "şüpheli" bakışları kaldırmak zorunda kaldı. Ne kadar zor bir durum olsa gerek. Kızsan bir türlü, kızmasan bir türlü.

Peki bu durum, gerçek fortçuları temize çıkarır mı? Elbette hayır.

İşte, hayatın çözüm bulamadığı olaylardan biri daha. Şu dolmuşta başıma gelen olay sırasında ben de çığlık mı atmalıydım yani? "Hanfendi lütfen, fortlamayın beni!"

İnce bir çizgi. Kimin çektiği belli değil. Aman diyim, kimse çekmesin. Fortçuları da, araba mezarlığı paklar.

Hiç yorum yok: