Bugün, bindim otobüse. Tarihe dikkatinizi çekerim; bir Pazar günü.
Açtım kitabımı, okuyorum. Bir durak geçtik, iki durak daha geçtik (etti toplam 3 durak), iki tane kadın bindi. Bunlar, mahallenin genç delikanlı kızı Süheyla ile, mahallenin Mualla Ablası. İkisinde de Ak-Bil var. Önden, yaş gereği Mualla Abla biner otobüse, ardından Süheyla. Mualla Abla, basıp geçer ama Süheyla'nın kredisi yetmez "balülaa balülaa" diye ses verir alet.
Süheyla, döner Mualla Ablasına ve der ki "Abla, Ak-Bil'im bitmiş. Seninkinden bassak."
Mualla Abla, hiç beklemediğim cevabı verdi: "Benimki, şimdi bedava basar, yanmasın hakkım."
Haydaa. Bilmeyenler için İ.E.T.T.'de Ak-Bil olayını anlatayım. Ak-Bil, adı üstünde Akıllı Bilettir ama "aklı parayla çalışır". Yani yüklediğin kadar kontörün olur, kredin bittiği anda, elinde o küçük İngiliz anahtarı gibi aletle kalırsın öyle..
Ayrıca, İ.E.T.T.'nin "ücretsiz aktarma" dediği bir şey vardır. Bir Ak-Bil ile, İ.E.T.T. otobüsüne binerseniz, bir buçuk saat içinde (eskiden bir saat idi, artırdılar yâni) bineceğiniz diğer vesaite, "ücretsiz aktarma" yapmanızı sağlar. Yolun sonunda, otobüsten indiğiniz anda bineceğiniz diğer vesait (Tramvay, metro, hafif metro, ağır siklet, otobüs..) size bedavaya gelir.
Yaa işte böyle. Bir basıvermedi Mualla Abla.. Bedavası gidecek diye.
Pazartesi, Nisan 10, 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder