Dün Bahçelievler'den Kızılay yönüne giden Ankaray trenlerine bindim. Karşılıklı duran ikili koltuklardan birine oturdum. Karşımda 20- 21 yaşlarında bir kız vardı. Tam kitabımı çıkarıp okuyacakken kızın bir şey dediğini duydum. Tek başına olduğu için bana söyleyebileceğini düşünerek, merakla yüzüne baktım.
O anda aynı trende bulunsak bile aslında onun çok ayrı bir yerde olduğunu farkettim. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle -belli ki- aşık olduğu kişinin ona söylediklerine, o anda veremediği cevapları veriyor; veya verdiği cevabın kendisini şapşal durumuna düşürdüğü düşünerek tatlı tatlı kendine kızıyordu. Gözlerini ileride, benim arkamda bir yerlere odaklamış, gülümseyip duruyordu. Ağzından çıkan yarım yamalak bu cümle aslında, içindeki heyecan dur durak bilmeden kabardıkça kendine yer bulamayan birkaç sözcüktü sadece.
Birkaç sene önce, aşıkken insanın ağzına, yüzüne, eline, koluna nasıl mukayyet olamadığını bizzat yaşadığım için, o kız için az önce yazdıklarımı düşündüm. Yoksa, deli veya dikkat çekmeye çalışan biri olduğuna hükmederdim kesin. Kontrol odası beyinden kalbe taşınıyor işte bir süreliğine, engel olmak ne mümkün!
O anda aynı trende bulunsak bile aslında onun çok ayrı bir yerde olduğunu farkettim. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle -belli ki- aşık olduğu kişinin ona söylediklerine, o anda veremediği cevapları veriyor; veya verdiği cevabın kendisini şapşal durumuna düşürdüğü düşünerek tatlı tatlı kendine kızıyordu. Gözlerini ileride, benim arkamda bir yerlere odaklamış, gülümseyip duruyordu. Ağzından çıkan yarım yamalak bu cümle aslında, içindeki heyecan dur durak bilmeden kabardıkça kendine yer bulamayan birkaç sözcüktü sadece.
Birkaç sene önce, aşıkken insanın ağzına, yüzüne, eline, koluna nasıl mukayyet olamadığını bizzat yaşadığım için, o kız için az önce yazdıklarımı düşündüm. Yoksa, deli veya dikkat çekmeye çalışan biri olduğuna hükmederdim kesin. Kontrol odası beyinden kalbe taşınıyor işte bir süreliğine, engel olmak ne mümkün!
13 yorum:
Engel olan kim :)
Vallahi ben değilim!
:-)
Kız ne dedi? Anlamadım ben orası.
Bir de aşık olduğu kişi senin arkanda mı oturuyormuş?
(yaşlı gibi hissettim kendimi)
A yaşlısı: Ne diyormuuş?
B yaşlısı: Kız bir şey dedi sanmış
A yaşlısı: Heee.
B yaşlısı: (Yandakilere dönerek "duymuyo" işareti yapıp açıklar. A yaşlısı bunu görmez.)
bu dediğinize aşk mı deniyor? o zaman ben sanırım aşığım :)
bu arada ne zaman "otobüs"ü açsam bir de bakıyorum içimden şu tekerlemeyi tekrarlıyorum: otobüs geldi, durakta durdu, lambaları yaktı, kornayı çaldı: bi biiip :)
Hangi dediğimize aşk mı deniyor sevgili miklagard? Anlayamadım ben. :)
(Yine yaşlı modundayım)
Deniz'in anlattıkları mı?
Yoksa benim yaşlıların durumu mu?
Ned Dorsey, aslında B yaşlısının da A'dan aşağı kalır yanı yoktur değil mi o durumlarda? B'nin sus işareti karnında bir gülme yaratır. :)
Kız, benim tahminimce, aşık olduğu ama henüz birlikte olmadığı kişinin yanından henüz ayrılmış. Metroya bindiği halde ruhu hala orada kalmış. O kişinin karşısında ya eli ayağına dolanmış, ya da saçma şeyler söylemiş. Bu yüzden de bir yandan kendine kızıyor, bir yandan da ağzındaki gülümsemeye engel olamıyor. Kızın ne söylediğini anlamadım, söylenme gibiydi daha çok. Ha, nasıl bu kadar emin olabiliyorsun dersen, kızın o halini görmediğiniz için somut bir delil sunamam ama her iddiasına girebilirim. :)
Hmm şimdi anladım efem.
Yaşlılara anlatmaya gidiyorum şimdi:)
İnandık efem, estafirullah. İddiaya girmeye gerek yok efem.
O kadar da heveslenmiştim iddiaya gireceğim diye halbuse. (Yok yok, blöfümü mü yedin ne:))
bu durumda benim açıklama yapmama gerek kalmıyor :) ama yine de; metrodaki kızın ruh hali içerisindeyim diyorum.
aşk da ne olaki?
kih kih
Miklagard da Ankara'dan mı acaba? Meğersem Deniz ile Miklagard karşılıklı oturuvermişler:)
Deniz de Miklagard'ı anlatıyor çıkar mı? Çıkma ihtimali var tabi :)
Miklagard buna kızar mı? Sanmam sanırım .
tabi ki kızmadım, aksine çok hoşuma giderdi bu fikir :) ama ankara'da değilim.
Yorum Gönder