Haşim'in şöyle dizesi var: "Yarı yoldan ziyade yerden uzak. Yarı yoldan ziyade maha yakın". Bu "Yarı yol" asla yolun yarısı değil benim için. Bu benim yarı uykulu hallerim :)
ilk defa üniversiteye başladığım zamanlarda tattım bu tadı. Anlatması mümkün değil. Sanki okula sadece dönüşte uyumak için gidiyordum. O günlerde geceleri uyumak benim için ayıp gibi bir şeydi :) Okula gidiyorum dediğime de bakmayın siz. Benim gibi öğrenci zor bulur okullar. Kayıtlı ama kaygısız bir öğrenciliğim vardır. Hala da var ya; o ayrı bir konu.
Gece evde oturmuş, bol bol okumuşum. Bir ara elde kitap uyku galip gelmiş. Birden sabah olmuş ve alel acele -ancak evde kahvaltıda yaparak- 141(Avcılar-Aksaray)'e kendimi atmışım.
Yok! Yarı uyku hallerim okul yolunda değil. Gün kafede ve sinemada güzelce akmış. Biraz da kitapçı dolaşmışım. Bir ara da kütüphanede okumuşum.
Nasıl olmuşsa akşam oluvermiş ve ben eve dönmeye başladığım an ile bu uyku hallerimin güzel zamanı başlamış olur.
İlk defasını bile hatırlıyorum: Yağmurlu bir hava idi. Yollar kapanmış ve ben en arkada oturuyordum. Nasıl oldu ise gözlerim kapandı. İşte tam olarak o an, tatlı bir sıcaklık bedenimi sardı.
Sonra "ben yemek yedim" veya da "biraz daha uyuyacagim" diyerek gözlerimi açtığım çok oldu. Bazen de sürekli başımı dik tutma çabası ile bir göz açık kestirmeler. Ya başını dayayacak yer olmaması ile çene göğüste keyif çatmalar :)
Nasıl olduğu konusunu bilmiyorum ama kesin olan şey şu ki otobüste gözleri dinlendirmenin tadı bir başka oluyor. Bunun sadece ve sadece İETT ve Halk Otobüsleri için geçerli olduğunu ilave edeyim :)
Şehirlerarası yolculuklarda uykunun bir tadı yok :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
19 yorum:
daha ilk satırını okudum post'un dedim bu ali :))
:)
Haşim'den dolayı mı? Yoksa "Şair şöyle der" dediği için mi? :) Niye Zeynep niye?
Ali bundan sonraki post'ta şairi en alta koy ki, Zeynep ilk satırda anlamasın:) hehe.
Uyku da güzel bir etiket olmuş. Otobüste uyumak, otobüste uyur gibi yapmak, otobüsü uyutmak gibi konuları da kapsar. Öyle değil mi? Eline sağlık Ali.
Valla annemin ikazı olmasa uyur gibi yapmayı akıl ederdim ama annem yer vermeyenlere çok kızıyor :)
Annemin bir başka ikazı da: Bak kiz arkadasini mutlaka eve kadar birak. Yoksa hakkimi helal etmem...
:))
Zeynep
Sen bir guru olduğundan dolayı hemen anladın, di mi? Şiir ve Haşim'den değil :)
evet bu uyku olayı iidir suferdir hatta. ama bazen minik bebeler olur nefis siz uyurken bi baslar aalamaya böyle tam dünyaya adapte olamadıınız o yarı uyku halinde nasıl beyninizi pnömatik matkapla deliyormuscasına raatsız eder annatılmaz bise iyy tüülerim diken diken oldu.. bi de bana şeyi anımsattı körüklü otobüslerde arkadaki en arkanın bi önündeki koltuklar böyle birbirine bakar sekilde olurdu körüklü MANlarda ve gidis yönünün tersine oturunca benim çok hoşuma giderdi hafif bir bas donmesi yapardı kafayı bulurdum o koltukta oturup da hayata geçirdiim uykular en guzelleridir..
Ben tam tersini düşünüyorum. Şehir içi otobüslerde uyumak kabus gibi geliyor bana. Durağı kaçırmak bir yana, uyandıktan sonraki mahmur hali üzerimden atamıyorum bir türlü.
Ama sevgili Ali Sağlam gibi sevip de bu kadar güzel anlatabiliyorsa insan, uyumalı tabi, hiçbir fırsatı kaçırmamalı. :)
"körüklü otobüslerde arkadaki en arkanın bi önündeki koltuklar böyle birbirine bakar sekilde olurdu"
Kral
Orası zaten 'Kral'lara layik bir yer :) Ama düz yolda ters oturmak sadece kafa yapsa iyi... Midem gucludur diyorum ama pek dayanamiyor o sallantiya
Deniz
Benim anlayamadigim bir sey bu. Bugune kadar durak kacirmadim :) -kesin tez zamanda kaciririm simdi- Nasil olduysa oldu ve inecegim duraga gelmeden once hep uyandim.
:))) Allah nazardan saklasin. Amin... :)
O körüklü otobüslere geçen seneye kadar denk geliyordum. Arka tarafları iyi oluyodu onların.
Bir de Ali'nin bahsettiği uyuyakalıp kimseye yer vermeme duygusundan da uzak tutuyor insanı çünkü o arka tarafa gelene kadar en gencinden en yaşlısına kadar tüm bayanlara yer verecek bir ton insan oluyor ve genelde bayanlar otobüsün arka koltuklarına oturmazlar. O yüzden o koltuklara geçip, yorgunsan süper bir uyku çekersin.
Ve Deniz, enteresandır, Ali'nin dediği gibi tam durağa geldiğin sırada veya ineceğin bir duraktan önce bir şekilde uyanırsın. O uyku sersemliği ile hazırlanıp "düğmeye basarsın". İnersin.
Bu sistem şimdiye kadar sadece bir defa ıskaladı bende. Bir sonraki durakta uyandım. Olsun. Arada çok mesafe yoktu. Yürüdüm. Yürüyüş, iyidir.
Dediğim gibi, durak kaçırmak korkusu ikinci planda zaten. Ben de şimdiye kadar bir kez uyuduğumu hatırlıyorum -okulda final haftasının uykusuz günlerinden birinde. O zaman da tam inmem gereken durakta uyanmıştım. Gerçekten, biri sizi dürtmüş gibi uyanıyorsunuz. (Cin dürtmesi diyesim geldi. Cin dürtmesi, ehe he.)Ben zaten ineceğim durağı ancak, sonradan ne olduğunu hatırlayamadığım bir şeyler düşünürken kaçırıyorum. Hey allahım diyorum, gündüz salağı! :)
Benim için asıl mesele o uyku hali. Kendime gelmek vakit alıyor. Ha bir de, gözümü kapatınca midem bulanıyor. (O kadar inat ettim bulanmasın diye, çok az ilerleme kaydedebildik malesef.)
Derdim çok. Yoksa ben de istemez miydim sizler gibi otobüste uyumayı, üstüne üstlük bundan zevk almayı? Belki de istemem tabi, bilemeyeceğim şimdi.
Otobüste uykuyu bilmem de, Ali'nin yazısından çok keyif aldığım kesin.
Di mi cevat Abi? (Evet)
Deniz
Çok teşekkür ederim.
Mutlu oldum. Keyifsiz bir anımda güzel bunu okumam ise ayrıca önemli...
Bu otobusü çok sevdim... çoookkkk.
Sağol, Ned :)
"Keyifsiz bir anımda güzel bunu okumam ise ayrıca önemli..."
Hem cumlem eksiz olmus hem de dogru ifade edememisim.
Keyifsiz degil de bir miktar sikintili demek lazim...
Simdi iyiyim :)
Otobüs de seni sevdi Ali. Rica ederiz , ne demek. Bu otobüs hepimizin otobüsü. Düt düüt. :)
Hayrola sıkıntı nedir? Hemen bu konuya eğilelim otobüste ahalisi olarak.
Lise yıllarında hep hayret ederim otobüste uyuyanlara... Derdim ki nasıl olur ya nasıl uyurlar bu kadar kendilerinden geçercesine..
Sonra üniversitede tanıştım otobüsteki tatlı uykuyla.. İneceğin durağa iki durak kala gözlerini açıp, o güzel uykunun ağırlığıyla az durak kaçırmadım, az sevmedim o koltukları, az istemedim yolun biraz daha uzun olmasını..
Serviste ve arabalarda da uyumaya başladım yıllar geçtikçe ama o yılllardaki uykunun tadını hiç almadım nedense.
Çok güzel bir hikaye olmuş Ali, teşekkürler, beni de tekrar götürdü o günlere işte :)
Kütahya dan Gebze ye gitmek için otobüse biniyorum.Her zamanki derin uykularımdan birine dalıyorum. Uyandığımda ben nerdeyim Gebze nerde. Harem deyim.Vakit gece yarısı.
Kütahya dan gebze ye gitmek için bu sefer trene biniyorum. Gene uyuyorum tabi.ve gene korktuğum başıma geliyor. Bu sefer son durak Haydarpaşa. Ama şanslıyım en azından Gebze ye hemen tren var.
Anlaşılan ben ineceği durağı kaçıranlardanım. Ben hep son durağı göze alanlardanım.
uykum geldi benim be yahu, bi otobüs gelse de binsem uyuyam.
ay ay ay...yorum yazıp unutmuşum sonra ben burayı :)
guru olmam tamam ama bu sefer haşim'den anladım :))
sona koysan da anlardım alicim; dinleme sen bu şoförü fitne fücur yapıyo :P
otobüste başımı cama dayayıp uyur uyanık durmaya bayılırım ama kulağımda müzik de olacak..hani bazı anlar vardır ya, uyku bi gelir çığ gibi..altında kalırsınız..derste de olabilir otobüste de, evde de..en zevklisi otobüs ama; hayal meyal yol gitmek, uzaklaşmak..gözünüzü açmak ayılmak istemezsiniz o kadar tatlıdır ki..biri "kalk, yerine yat" diyene kadar; ya da durağınız gelene kadar..uyku kardeşim ver elini..usul usul beraber eriyelim..
İsmail bey, bu hatıranızı bir hikaye şeklinde iletebilirseniz Otobüste'de ayrı bir post olarak kullanabiliriz.
Ya da katılmak ister misiniz?
Vapurda uyku hikayelerim var... Şehir hatları vapuru.. Ama şimdi ayrı post istersiniz siz onun için..
tamammmmm
oraya saklıyorummmm :)))
Evet, ayrı post olarak tercih ediyoruz :)
Yorum Gönder