Cumartesi, Aralık 23, 2006

Hayırlı analar babalar...

Geçen gün, işten eve dönmek için, her zamanki gibi servise bindim. (8-10 kişiyiz.) Yola koyulmamızdan beş dakika sonra şoförümüz Ümit Abi, içi çikolata ve meyve suyu dolu bir poşet çıkarıp yanındaki arkadaşa verdi ve 'şunları bi dağıtıver yeğenim' dedi.

Aradan yine bir beş dakika geçti. Tüm ısrarlarımıza rağmen şoförümüz neyi kutladığımızı bir türlü söylemedi. 'Önce bi yiyin çikolatadan, ağzınız tatlıyken söyleyeceğim' dedi. Yedik içtik derken Ümit Abi beklenen açıklamayı yaptı: İkinci yeğenimiz yoldaymış, dün yengemiz söylemiş!

Şimdi size, asıl beni geren konuyu söyleyeceğim. Ben, bütün uğraşlarıma rağmen, hangi durumda hangi söz söylenir hala tam olarak öğrenemedim. Tabi, birinin ölümünün üzerinden 'hayırlı olsun' demeyecek kadar biliyorum bu işleri. Ama benzer durumlarda (benzer dediğim de sadece iki yüzeysel kategori: iyi-kötü) ne söyleneceğini bilemiyorum. Uzun uzun düşünüyorum, hesaplar yapıyorum, gerim gerim geriliyorum. Hele öyle maşallahlı, inşallahlı kalıpları hiç beceremiyorum.

Neyse, yarım ağızla ve uyuz bir sesle 'tebrikler' dedikten sonra servistekilerin neler dediğini dinlemeye başladım. Söylenme çokluk sırasına göre:

-Hayırlı olsun.
-Allah analı babalı büyütsün.
-İnşallah sağlıklı sıhhatli olur.

İnşallah, maşallah, hayırlar, mayırlar... Yine unutmuşum :(

Yol boyunca -ki kırk dakika kadar sürüyor- bunları hesapladım. Hangisinin duruma daha uygun olduğunu, hangisinin söylenişinin daha kolay olduğunu ve saire. Bir yandan da komik komik şeyler düşünüp kendimi eğlendiriyorum tabi . Mesela benden başka kimsenin 'tebrikler' dediğini duymadım! Eyvah. İç sesim vakit geçirmenin yolunu bulmuş, benimle uğraşıyor:

"Eh Deniz, tebrikler denir mi? Ne o öyle. 'Başarılarınızın devamını dilerim' der gibi. Bir de 'çok iyi iş çıkarmışsınız, bravo' falan de de tam olsun. "

Ama yol daha bitmedi. Ben böyle durumlarda, üstüne tüy kondurmadan bitiremem olayı. Hem en küçük harflerle, hem de kendimce uygun olmayan bir söz söylemişim. Bu yüzden adama ayıp olmasın diye inerken bir iki kelam etmeyi kafama koydum.

Hayırlı olsun mu desem, Allah analı babalı büyütsün mü desem, yoksa başka güzel bir şey mi uydursam diye düşünürken aniden benim ineceğim durağa gelmişiz. Tüm servis sesizlik içindeyken benim ağzımdan, nedense kontrolüm dışında, dökülen sözler şöyleydi:

'Allah hayırlı analar babalar versin'

Eh, indikten sonra kendime kızgınlıkla 'ayrıca bana da akıl fikir versin' demeden edemedim. Bunu da sesli söylemiş olacağım ki, önümdeki kadın korkuyla dönüp dönüp bana baktı. (Tüy X2)

10 yorum:

Vatansız Kral dedi ki...

hehe bence o da ii olmus herkes ana babadan olaya bakarken sen cocuk acısından bakmıssın :)

dünyaya gelecek garibin ii dilee ihtiyacı var cidden :)

Ali Sağlam dedi ki...

:)))

Doğum yapmak üzere olanlara ne söylenmesi gerektiğini yeni öğrendim: "Allah kurtarsin"

Şaşkınlıkla nasıl yani ben şimdi "Allah kurtarsın mı, demeliyim" dedim ama anlatamadım.

Ben yine de eski kafamla "Allah hayırlı doğumlar versin" diyorum.

Bu konunun çok derin olduğunu düşünüyorum. Bir zamanlar da 'Allah geçinden versin'i "Allah geçimler versin" diyordum ki hemen uyarı aldım :)) Ne yapayım çocuk aklı... duyduğunu söylüyor... iyi duyamayınca da uyduruyor :)

Deniz Ural dedi ki...

Bu konuda yalnız olmadığıma sevindim. Zor iş değil mi? Benim becereksizliğimden kaynaklanmıyor değil mi? :P

Bence de derinlemesine tartışılması gerek sevgili Ali Sağlam. Hatta bu konuya özel bir klavuz yapılmasını teklif ediyorum. (Bilenler yapsın manasında. Eh, benim yapmam pek uygun kaçmaz bu durumda.) Birçok kişiyi gereksiz iç kasılmalarından kurtaracaktır.

Ned Dorsey dedi ki...

:)
Güzelmiş. İyi gerilmişsin ama. Belli:)
Bu tip durumlar için bir kural uydurdum ben. Ne olursa olsun (ölüm haricinde) "Hayırlı olsun" cuk oturuyor. Karşı taraf sevinç içindeyse de, bir ek koyuyoruz "gözün aydın" diye. Oluyor, bitiyor.

Allah hayırlı analar babalar da versin tabi:)

Kedili Şeylerde Ne? dedi ki...

Bugün bi arkadaşım bebek beklediklerini söyledi. Herkes önce bir şaşkınlık nidası koparttı, arkasından gelicek olan iyi dilek cümleleri için kulağımı kabarttım ve beklenen cümle geldi "tebrikler".
Kullanılıyormuş demek bu da, boşuna üzmüşsün kendini be Denizcim :)

buraKargın dedi ki...

Ben de zorlanırım genelde, ama deneyimle çözülüyor galiba...

Sünnet düğününden hatırlıyorum. Hayırlı olsun filan demişlerdi, sinir olmuştum :) Şimdi ben de diyorum, deneyim işte!

Deniz Ural dedi ki...

Türk Taziye ve Tebrik Kurumu (TTTK)dan onay aldı kendi buluşum olan deyiş. Kendime hayırlı olsun! :P

Amentes dedi ki...

Sizin Umit abi durumu anlamıştır bence. Ya benim durumum (. Geçen sene,yer Bursa kuzenimin düğünü . İşte düğün sonrası adettir herkes el sıkışır (COk sıkı fıkı bir aileyiz ya gelenekler yerli yerinde cuk oturacak). Neyse herkes anlamlı bir mesajı el sıkışma ritüeline yamadı . Sıra bana geldi . Ben gülümsemeyi seven bi insanımdır. Hafiften sırıtmayla ya da gülümsemeyle farkını şu an tam hatırlamıyorum .
'Devamını görecez işallah' diye bir cümle döküldü agzımdan. Şimdi inşallah genel bir replik bu gibi durumlarda ama başı sakat.Balık baştan kokar mantığıyla benim cümle direk yerlerde sürünüyor. Kuzenim nasıl yani der gibi imalı bir bakış atar . Arkamdakiler kim bu aritmetik sazan diye kıs kıs güler. Ben halime yanarım. Toparlıyım diye son bir gayret içine girdim 'devamında güzel şeyler bekliyoruz . olucak olucak ' diyerekten. Gülümsemelerin boyutu daha da arttı. Dedim bu duruma 'votka limon durumu deniyor'. Ne kadar etkili oldu bilmiyorum . Bence kızaran da düğün sorası muabbetlerin aranılan malzemesi de ben oldum . Sizce..:)?

Deniz Ural dedi ki...

:)
"Devamını göreceğiz inşallah" kötü bir temenni gibi geliyor kulağa.
Hani Uyuyan Güzel masalında kötü cadı prensesin düğününe de gider de, yok efendim beni çağırmadınız, o zaman sana şöyle kötü bir şey yapacağım der ya. Onu hatırlattı nedense. :P

Ned Dorsey dedi ki...

Devamını göreceğiz inşallah :) Bu da güzelmiş.

Gelinle damat birbirine girmemiştir umarım:

Gelin- Ne demek istedi bu?
Damat- Valla anlamadım
Gelin- Demek birkaç defa evlenme planın var. Kaçıncısı oluyorum ben Nihat? (ismi attım)
Damat- Yok valla, onun güvenilirliği yoktur hiç. Sen ilk ve sonsun bitanem. Saçmalıyor olsa gerek. Gül-geç sen.
Gelin- Soruma cevap alamadım ben.
Damat- Mutluluğunuzun devamını göreceğiz demek istedi. Çok mutluyuz ya biz. Ondan canım.
Gelin- ......
Damat- Ama acıyor, aaah! Yapma bi gören olacak.
Gelin- ....
Damat- Valla billa öyle demek istemiştir o.

:) Gibi mi oldu acaba?