Cuma gecesi.
Yağmur yağıyor.
Taksi durdurdum bir tane.
Durdu önümde.
Tek başımayken ön koltuğa binerim. Nedense arkaya oturduğumda adamların biraz bozulduğunu düşünüyorum. Zaten yanlarına oturunca ben konuşmasam bile konuşmaya başlıyorlar. Ama arka koltuktan sohbet açma çabalarımın hiçbirine henüz cevap gelmedi.
Bu ilginç gözlemimden sonra asıl hikayeme döneyim.
Ön kapıya uzandı elim. Kapı kilitliydi.
Kilitleri açtı. İlk defa kapıları kilitli bir taksiye rastladığımı hatırladım o anda.
Bindiğimde özel radyolardan biri çalıyordu. (Özel radyo tabiri 90'larda çok kullanılıyordu, bu aralar azaldı gibime geliyor veya sadece ben böyle düşünüyor da olabilirim.)
Hani radyolar geceleri disco yayınlarına geçerler ya. O anlardan birindeyiz. Müzik çalıyor. Yağmurun ne zamandan beri yağdığını sorararak sohbete başlıyorum. Güleryüzlü biri çıkıyor neyse ki şöför, her cümlesini güleryüzüyle kuruyor: "İki saattir yağıyor abi. Aralıklarla. Bazen artıyor, bazen azalıyor."
Buğulanan camları klimayı açarak karşılıyor. Ben ilk soruyu sorduktan sonra susarım genelde.
"Bu yeni taksiler iyi oldu valla. Eskiden Tofaş'ta elimizde bezle alıyorduk bu buğuyu. Şimdi açıyoruz klimayı, anında gidiyor buğu."
Cevabım, küçük bir gülümseme oluyor.
Yol boyunca radyo açık. Frekansı hiç değiştirmiyor. Hani şu zenci-kadın vokalli trance şarkıları gibi elektronik müzikler olur ya. Onlardan çalıyor. Neyse ki ses normal bir seviyede. Böylece kendimi amcasının Şahin'ini ödünç almış, arkadaşlarını toplamış, gece "kız avına" çıkmış bir grubun olduğu bir arabada hissetmiyorum.
İneceğim yere az kala, yani yaklaşık on beş dakika sonra, sohbetin bittiğini düşünerek yeni bir sohbet açıyor. Frekansı değiştiriyor ilk önce. "Yaa bu ne böyle gavurca müzik, ne anlıyorlar bu müzikten. Küfür mü ediyor, ne diyor belli değil." diyor gülerek. Ben onun bu cümleleri kendi keşfiymiş gibi söyleyerek gülmesine gülüyorum. Yabancı müziği duyunca "küfür mü ediyor" diye tepki veren ilk kişi kimdi acaba diye düşünüyorum. İlk söyleyişi çok komik olmuş olacak ki, günümüzde bu cümle hâlâ sarf ediliyor ve gülenler de oluyor demek ki. "İneklik Etme Taksi Tut" sözünü kimin söylediğini hâlâ bulamadım bu arada.
Gülümseyerek iniyorum taksiden. Yağmur karşılıyor beni. Değişen frekansa rağmen, hâlâ yabancı müzik yayını yapan bir radyonun çaldığını belirtmeme gerek var mı, bilmiyorum? Gecenin karanlığında kayboldu gitti bile. Neşeli şöfördü. İyi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
yağmurda araba sürmek de keiflidir be gece çıkarsın yola yollar bostur sarı ısıkların altında sileceğin o monoton sesinde hipnotize olmus gibi düsüncelere dalar ve gidersin cam azcık aralık olursa üzerine düsen bir kaç damlacık seni dünyada tutar ah ahh eskiden gençtik gezerdik öyle ...
Yorum Gönder