pazar günü cüzdanım çalındı.
öyle, kendi halimde, muhtemelen biraz da dalgıncana, yürürken, toplam beş dakika içinde.
(beş dakika olduğunu biliyorum, çünkü dolmuştan indiğim yerden cüzdanımın artık bende olmadığını fark ettiğim yere mesafe o kadar, tamam mı?)
evet, biliyorum, bütün suç bende. çantama fukara sümüğü stilinde yapışmalıydım, yapmadım.
konu cüzdanın çalınmış olması değil aslında. cüzdanı çaldırdığımı fark ettikten, o sersemlikle büyüklerimi arayıp bu durumlarda ne yapıldığını öğrendikten ve karakolda ifade verdikten sonrası..
karakoldakiler eve dönecek param olup olmadığını sordu, var dedim.
arkadaşlarım sordu, var dedim.
abim sordu, var dedim.
cebimde beş kuruş yoktu, beş kuruşum da çalınan cüzdanımla beraber gitmişti.
ama akbilim vardı.
otobüse binip evime döndüm.
yol boyunca da iett'ye dua ettim.
umarım akbil hırsızlığı diye birşey yoktur, ya da varsa bile popüler olmaz :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Tüh ya geçmiş olsun.
Dolmuş dediğin, hani şu sayıyla yolcu alan sarı Ford'lar mı?
Yoksa manevra kabiliyeti aşırı derecede gelişmiş, markası belli olmayan minibüsler mi?
Ak-bil büyük nimet. Çalınmasın.
Zaten çalındığında ya da kaybedildiğinde anahtarlar da uçup gidiyor, aman.
teşekkür ederim ilginize, geçti gibi.
sarı dolmuşlardan bahsediyordum ned.
lilith, o karakolda kesinlikle bir tuhaflık vardı. ama neyse ki ne olduğunu öğrenemeden işim bitti:)
Yorum Gönder