2 yıl kadar önce bir Haziran günü, trafiğin neredeyse hiç ilerlemediği bir sabah, Barbaros Bulvarı üzerinden Zincirlikuyu'ya doğru gitmekte olan hınca hınç dolu bir otobüse kendimi atmış bulundum. "Atmış bulundum" diyorum, çünkü yaklaşık 25 dakikadır en azından ayakta doğru düzgün dikilebileceğim bir otobüs bekliyordum.
Her neyse, sanki trafik sıkışıklığını yaratan otobüs şoförüymüş gibi davranan yolcular, sabırsızlıklarını kâh "Cık cık cık bu ne biçim trafik yaa sabahın köründe" şeklindeki serzenişlerle, kâh şoförün ensesinde "Şuradan kaçıverseydik en azından ilerlemiş olurduk" benzeri cümlelerle boza pişirerek ifade etmeye çalışıyorladı.
Bu arada trafikten ötürü durağa gelmeden otobüsten inmek isteyen kadın yolculardan biri şoföre seslendi:
Kadın: Şoför bey mümkünse burada inebilir miyiz?
Şoför: Olmaz
Kadın: İşimize gücümüze geç kalıcaz kardeşim n'olur açıversen şu kapıyı?
Şoför: Olmaz, telef olursunuz
Bir anda ortalık sus pus oldu ve ilginçtir ki trafik açıldı. "Telef olmaya" meraklı hanım abla da yaklaşık 30 saniye sonra durakta indi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
ahahahha
Şöför kendini koyun kamyonu sürdüğünü sanmış :)
Nasıl bir ortamsa artık hehehe:)
Enteresandır, o durumlarda şoför kapıyı ne zaman açsa, trafik açılır ve yolcular da hızla inemediği için ortalık korna cehennemine döner veya yandan geçmekte olan diğer araçların arasında yolcular kalır, trafik iç olur:) Öyle değil midir? Yoksa bi bende mi böyle bi izlenim bırakmış bu durumlar?
Öyle şöförlerden de az kaldı sanırım:) Öngörüşlü yani..
Benden kısa bir hikaye..
Üniversitedeyiz,daha İstanbula alışamayan yeni gelen arkadaşlarla Taksim'den otobüse biniyoruz..Bizimkiler sordu Osmanbeyden geçer mi..? Şöför geçmez dedi bunlarda bindiler herkeste bir merak neden geçmediği halde otobüsteler diye hem yürüyorlar hem de bize Osmanbeyden geçmeyen otobüse binin dediler diye de cevap veriyorlar.. İyi de siz Beşiktaşa gideceksiniz bu Kocamustafapaşa (35C) otobüsü :))
:) Tarifi yapanın kurbanları. Öyle tarif mi olur?
Yorum Gönder