Salı, Ağustos 29, 2006

Takı...

Sabahın 8'inde Altunizade'ye gitmek üzere Beşiktaş'tan binilen taksi dialoğu:

E:Günaydın, Altunizade'ye lütfen.
T:Günaydın efendim.
E:...... (güneş gözlüklerinin arkasında uyuklamaktadır)
T:Takı sever misiniz?!?
E:Efendim? ( küpelerim çok mu abartı olmuş acaba niye takı muhabbeti şimdi ne alaka sabah sabah?)
T:Takı hanımefendi, takı sever misiniz?
E:Eee...yani...tabi, şey...severim...(?)
T:Eşimin yaptığı takılara bir bakmak ister misiniz? (Arkaya bir siyah çanta uzatılır.)
E:Hmm...Aaa! Çok güzel şeylermiş , elinize sağlık eşinizin. (Pazardan almış eşim yapıyor diyor.Cumartesi günü Beşiktaş pazarı doluydu bu kolyelerle -bilekliklerle)
T:Efendim o elinizdeki bilmemne taşı, Brezilya'dan geliyor.Gramı şu kadar para.O kolye Metrocity'de aynısı 90 milyon.Telefonla resmini çektik, eşim evde aynısını yaptı efendimDökün hanfendicim çantayı koltuğun üstüne, rahat rahat bakın.Çantanın dibinde kristal kolyeler var.O da var, bu da var.
E:Yok dağıtmayalım ortalığı şimdi, birazdan inicem zaten.Siz arkaya dönmeseniz...
E:Hah, burdan sağa gireceğiz.Veya girmeyin siz hiç, ben sokağın başında ineyim.
T:Abla almıyo musun hiçbişey?
E:Eee..şey..ay sonu...para..pul..hık mık...( bir şeye benzemiyor ki senin hatunun takıları, ya da en azından ben beğenemedim)
T:Abla boşuna mı girdim ben bu trafiğe?
E:Ne trafiği yaw?15 dakikada Beşiktaş'tan Altunizade'ye geldik?
T:Abla almayacağını bilsem durmazdım.


1 yorum:

Ned Dorsey dedi ki...

Güzel sohbetleri yakalıyorsun veya hepsi senin başına geliyor. :)

Bu olayı ilk defa duydum. Diğer taksicilere de ilham verecektir yakında. Neyse erkek kısmısına dokunmazlar herhalde.