Bundan çok değil 2 sene önce, bundan 2 önceki işimdeyken, evden işe gitmek için taksiye bindim. Çok çok 7-8 dakika sürecek bir mesafeydi. Taksici beni Beşiktaş sahil yolundan aldı, Akaretler yokuşuna bıraktı. Bu süre zarfında geçen olaylara gelirsek..
Taksiciyi gözyaşları içinde görünce tabiki her normal insanın yapacağı gibi iyi misiniz beyfendi herşey yolunda mı diye sordum. Adamcağız kızının lösemi olduğunu, Ortaköy'deki Pfizer ilaç şirketinden az önce çıktığını ve kızının yaşaması için bir gün içinde alması gereken bir ilaç olduğunu ve artık hiç parası kalmadığı için ilacı alamadan çıktığını söyledi. Para isteyecek kimsesinin kalmadığını ve hastaneye gitmeye cesaretinin olmadığını söylüyordu. O yaştaki bir adamı ağlarken çok görmemiştim, olay tümüyle çok üzücüyüdü. Adama ilacın fiyatını sordum, beni ne zengin ne de fakir yapacak bir paraydı, maaşımı da yeni almıştım, taksiden inerken adama bir dakika beklemesini söyledim ve bankadan parayı çektim, verdim. Benim zengin olmadığım belliydi, adam gerçekten şok olmuştu, bakışları bir değişmişti, sanki pişmanlığa benzer bir bulut geçiyordu gözlerinden, neyse çok teşekkür etti ve hızlıca ayrıldı. Bu arada ben yolda adama kızının hangi hastanede olduğunu ve adını soyadını falan sormuştum.
Ofise çıkınca hastaneye telefon açtım ve böyle bir hastanın olmadığını öğrendim. Üzüldüğüm gerçekten yardıma ihtiyacı olan bir sürü insan vardı ve ben salak gibi doğru yere yardım edememiştim, ama bunu o sırada bilemezdim tabi. Yine de bir tebessüm belirdi yüzümde, elimde adı soyadı yazan kız ölmek üzere olan küçük bir kız değildi, öyle bir kız yoktu.
Taksiciyi gözyaşları içinde görünce tabiki her normal insanın yapacağı gibi iyi misiniz beyfendi herşey yolunda mı diye sordum. Adamcağız kızının lösemi olduğunu, Ortaköy'deki Pfizer ilaç şirketinden az önce çıktığını ve kızının yaşaması için bir gün içinde alması gereken bir ilaç olduğunu ve artık hiç parası kalmadığı için ilacı alamadan çıktığını söyledi. Para isteyecek kimsesinin kalmadığını ve hastaneye gitmeye cesaretinin olmadığını söylüyordu. O yaştaki bir adamı ağlarken çok görmemiştim, olay tümüyle çok üzücüyüdü. Adama ilacın fiyatını sordum, beni ne zengin ne de fakir yapacak bir paraydı, maaşımı da yeni almıştım, taksiden inerken adama bir dakika beklemesini söyledim ve bankadan parayı çektim, verdim. Benim zengin olmadığım belliydi, adam gerçekten şok olmuştu, bakışları bir değişmişti, sanki pişmanlığa benzer bir bulut geçiyordu gözlerinden, neyse çok teşekkür etti ve hızlıca ayrıldı. Bu arada ben yolda adama kızının hangi hastanede olduğunu ve adını soyadını falan sormuştum.
Ofise çıkınca hastaneye telefon açtım ve böyle bir hastanın olmadığını öğrendim. Üzüldüğüm gerçekten yardıma ihtiyacı olan bir sürü insan vardı ve ben salak gibi doğru yere yardım edememiştim, ama bunu o sırada bilemezdim tabi. Yine de bir tebessüm belirdi yüzümde, elimde adı soyadı yazan kız ölmek üzere olan küçük bir kız değildi, öyle bir kız yoktu.
6 yorum:
Güzel bir hikaye :)
Geçmiş olsun. Dolu tarafından bakmak da bir erdemdir yani. Hoş olay değil elbette ama yine de geçmiş olsun.
Bir de aklıma şu geldi ki, adam o telaşta hastanenin ismini doğru vermeyi unutmuştur. O durumda da en azından yardım yerine ulaşmış olur. Eh. Yine iyi.
evet bu da iyimser bir bakış açısı oldu, zaten olmuşla ölmüşe çare yokmuş, olduğu kadar diyelim.. :)
iyilik yap denize at, balik bilmezse halik bilir.
inanılmaz ama bu adam sanırım hala iş başında ve hala aynı numarayı yapıyor, gecen gun besiktas ıhlamurdan bir arkadasımın bindigi takside olayın tıpatıp aynısı yasanmıs, adamın tipide benziyor..aman dikkat..!
Bu arabaların Plakasını almayı düşünmek nasıl fikir?
Son zamanlarda bolca, tırnakçılık, dilencilik, diğer türlü dolandırıcılıklar yapan taksici türemiş... Böyle bir olayla karşılaşırsam diye çok olmasa da taksiye binmeden önce plakasını not ediyorum...
Kim olduğunu bulmak ve polis'e gazeteye, blog'a yazmak için iyi bir liste konusu...
Tunç
Yorum Gönder