Çok uzun bir aradan sonra geçen cumartesi günü otobüse bindim.
Aslında daha önce de sıkca dile getirdiğim gibi evimin çok ters bir yerde olmasından dolayı arabasız pek dışarı çıkamıyorum. Ama o gün sabah bir arkadaşım aldı beni. Zaten gideceğimiz yerden de beraber döneceğimiz için tek arabayla çıkmanın daha akıllıca olacağını düşünmüştük. Lakin işler planladığım gibi gitmedi, gittiğim yerden başka bir yere geçmem gerekti, ordan oraya ordan oraya derken benim eve dönme saatim gece yarısına doğru oldu. Gün içi gezmelerimde hep arkadaşların arabalarıyla bi yerlere gittik geldik, ama eve dönüş saati geldiğinde beni eve bırakabilecek kimse kalmamıştı, ben de mecburen otobüs durağının yolunu tuttum.
Saat 11 buçuk suları, otobüs durağında yerimi aldım. O gece uzun zamandır hasretle beklediğimiz yağmur bizi şereflendirmiş, ince ince yağıyordu (bu yağışın barajların doluluk oranına bir katkısı olmamış ne yazık ki). Otobüs 12:15de geldi. Yapacağım otobüs yolculuğundan daha uzun bir bekleme süreci yaşamış oldum. Ayrıca uzun zamandır otobüse binmemiş bir insan olarak, yol seyretme keyfi için sabırsızlanan bana bu süre daha da uzun geldi.
Siz şimdi böyle uzun bir girizgahdan sonra sanıyosunuz ki otobüsde çok acaip bir şey oldu, onun için yazıp duruyor, ortamı detaylarıyla anlatıyorum. Ama hiç de öyle acaip birşey olmadı. Otobüs geldi bindim, yağmur yüzünden buğulanan camlar ve dışarıdaki karanlık yüzünden yol seyretme keyfi falan da yaşayamadım.
E peki bu kadar lafı niye yazdım?
Şehir içi ulaşımı otobüsle sağlıyorsanız mutlaka yanınızda olaması gereken şeylerin kitap veya müzik dinlemenize yarayacak bir aparat olduğunu size hatırlatmak istedim. Eğer bunlar yoksa ve yağmur ve karanlık yüzünden dışarıyı göremiyorsanız, otobüsde de ilginç birşeyler olmuyorsa yol çok sıkıcı olabiliyor.
Her şeye rağmen otobüs yolculuğu yapmayı özlemişim, o ayrı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Bi kere bana da olmuştu:)
Buraya da koyduydum.
Yorum Gönder