Perşembe, Nisan 19, 2007

Sabah sabah

Sabahın erken bir saatiydi. Otobüsün yüzde 80'i uyuyor. Uyumayanlar da ya telefonunu mp3 player veya radyo olarak kullanıyor ya da aralarında sohbet ediyor.
Biz sohbet eden gruptandık.

Birkaç durak sonra bir kız bindi. Çok sakin görünüyordu. Utangaçlık da var tabii. Bindi ve birkaç dakika sessizce durduktan sonra çantasından bir kağıt parçası çıkarıp yere serdi. Oturdu üzerine. Bir kitap çıkarttı çantasından bu sefer ve başladı okumaya. Uzun bir süre okudu.
Ayakta gittiği halde okuyabilenler de var. Ben Erdinç'in bahsettiği gibi ayakta okumayı birkaç defa denedim ama okuduğumdan bir şey anlayamadım veya devrileyazdım.

Kız o kadar utangaç duruyordu ki, beş dakika sonra telefonu çaldığında o sessiz otobüsün içinde kahkalar atarak konuşması beni şaşırttı. Hiç beklemiyordum fazlasıyla utangaç görünüme sahip birinin sabahın köründe bu kadar rahat kahkaha atarak telefonda konuşabileceğini.
Tabii bu telefon konuşması yerden kalktıktan sonra oldu. "Acaba üzerine oturduğu kağıdı, kalktıktan sonra orada bırakacak mı" diye dönüp baktım (bana ne oluyorsa-otobüsün temizliğinden sorumluyum sanki) ama kağıdı tekrar katlayıp çantasına koydu.

Orta veya arka kapıda yere konmuş gazete kağıtlarını görünce... İnsan ister istemez orada oturmuş olan kişileri de düşünüyor sanki.

Ha bu arada, telefonda konuşmasına kimse bir şey demedi çünkü yeşil otobüs değildi. Aa aklıma başka bir olay geldi!

Hiç yorum yok: