Pazar, Nisan 22, 2007

Otobüste bir başka telefon hikayesi

Bakırköy'den yeşil otobüse bindim.
Akşam saatleriydi. İş çıkışı telaşı olmadığı için tenha idi otobüs.

En arka sıralardan birine geçtim. Açtım sakin sakin kitap okuyorum. O sırada bir kız da yan sıraya gelip oturdu. Telefonda konuşarak arka sıralara kadar nasıl geldiğini merak ettim. (Herhalde şoförün yanından geçerken telefonu saklıyor, bileti bastıktan sonra kaldığı yerden devam ediyor olsa gerek.) O tarafa dönüp bakmadım ama kızın telefonda konuşmasını duyduğum için herhalde ona "yasak!" diye işaret yapanlara "bir saniye, kapatıyorum şimdi" işareti yapıyor da konuşmaya devam ediyor sandım. Meğersem öyle değilmiş! Nereden mi anladım?

Bir dakika bile sürmedi ki karşımdaki sırada oturan birisi yerinden kalkıp kızın yanına geldi. "Bu otobüslerde telefonda konuşmak yasak!" diyerek. Kız konuşmasına devam ediyordu yani "bu adam yerinden kalkıp niye yanıma geliyor ki" diye duraksamadı bile. Sonra elindeki telefonu bırakmayarak "bir saniye, birisi bir şey diyor bana" diye hafifçe telefonu yanağından uzaklaştırdı. Adam "bu otobüslerde telefonda konuşmak yasak!" diye tekrarladı.
Peki kız ne mi yaptı?
Kaldığı yerden telefonu yanağına yasladı (yani adama hiç "peki, tamam" bile demeden) ve telefondaki arkadaşına "bu otobüslerde telefonda konuşmak yasakmış. kapatmam lazım" dedi.

Telefon konuşması bittikten, yerinden kalkıp kızı uyaran adam yerine oturduktan sonra kafamı kaldırdım. O kızı daha önce de bizim hatta görmüştüm. Yani "şehire dışarıdan gelmiş biri" değil.

"İyi rol yaptı" dedim içimden.
Benden birkaç durak önce de indi.

Perşembe, Nisan 19, 2007

Sabah sabah

Sabahın erken bir saatiydi. Otobüsün yüzde 80'i uyuyor. Uyumayanlar da ya telefonunu mp3 player veya radyo olarak kullanıyor ya da aralarında sohbet ediyor.
Biz sohbet eden gruptandık.

Birkaç durak sonra bir kız bindi. Çok sakin görünüyordu. Utangaçlık da var tabii. Bindi ve birkaç dakika sessizce durduktan sonra çantasından bir kağıt parçası çıkarıp yere serdi. Oturdu üzerine. Bir kitap çıkarttı çantasından bu sefer ve başladı okumaya. Uzun bir süre okudu.
Ayakta gittiği halde okuyabilenler de var. Ben Erdinç'in bahsettiği gibi ayakta okumayı birkaç defa denedim ama okuduğumdan bir şey anlayamadım veya devrileyazdım.

Kız o kadar utangaç duruyordu ki, beş dakika sonra telefonu çaldığında o sessiz otobüsün içinde kahkalar atarak konuşması beni şaşırttı. Hiç beklemiyordum fazlasıyla utangaç görünüme sahip birinin sabahın köründe bu kadar rahat kahkaha atarak telefonda konuşabileceğini.
Tabii bu telefon konuşması yerden kalktıktan sonra oldu. "Acaba üzerine oturduğu kağıdı, kalktıktan sonra orada bırakacak mı" diye dönüp baktım (bana ne oluyorsa-otobüsün temizliğinden sorumluyum sanki) ama kağıdı tekrar katlayıp çantasına koydu.

Orta veya arka kapıda yere konmuş gazete kağıtlarını görünce... İnsan ister istemez orada oturmuş olan kişileri de düşünüyor sanki.

Ha bu arada, telefonda konuşmasına kimse bir şey demedi çünkü yeşil otobüs değildi. Aa aklıma başka bir olay geldi!

Otobüs Hikayesi - Fotoğraflar

Geçen gün bizimki otobüste oturduğumuz dörtlü bölmede anlatıp duruyordu.
Akşamın o saatinde bu gücü nasıl buluyor bazen şaşırıyorum. Biz de dinliyorduk sakin sakin. Diğer yolcuların bir kısmı uyuyor, bir kısmı da "gözleri açık" uyuyor.
"Benim oğlanlar birbirine benziyor" diye girdi yeni konuya.
Biz kafamızı salladık. Yola çıktığımızdan beri açılıp kapanan kaçıncı konu bu diye sayarak uyanık kalmaya çalışıyordum o sırada.
"Aralarında birer ikişer yaş farkı var ama ben sadece bir tanesinin fotoğrafını taşıyorum yanımda. Baktığım zaman üçünü de görüyorum fotoğrafta.." dedi ve başladı gülmeye.
Ben de bunu hiç beklemediğim için güldüm. Uykum açıldı. Bizim elemanla bakıştık, gülümseyerek. O da bize bakıp gülüyordu. Kahkahası da enteresan bir kahkaha. :-)

İçimden dedim ki: "Bu hikaye tam otobüstelik".

Pazar, Nisan 01, 2007

Otobüste Bir Nisan

Hiç otobüs şoförleri "bir Nisan şakası" yapıyor mu acaba?
"Bir İstanbul masalı" gibi :)

Hiç bir Nisan'da otobüs şoförünün şaka yaptığını gören oldu mu? Aklıma geldi, sorayım dedim.